ANI YAŞAMAK YADA YAŞAMAMAK İŞTE BÜTÜN MESELE BU!

7 Nisan 2008 Pazartesi

ANI YAŞAMAK YADA YAŞAMAMAK, İŞTE BÜTÜN MESELE BU!


Bugün ise bu yaşta bile ıskalamaya devam ettiğim birkonuyu irdelemek istiyorum:"An"ı yaşamamak!"Şimdi"yi ıskalamak!İlkokul mezunu ama zeka seviyesi çok yüksek, eşinievinin direği görmüş ama onunla bütün olmayıyakalayamamış, dolayısı ile biricik yavrusu, tek erkekevladını "çocuğu" olmanın çok ötesinde, bilinç dışınınbir yerlerinde "erkeği" olarak da görmüş; isterikrizleri ile yuğrulan bir annenin eseri olarak benimde "nörotik" bir karakter yapısını aşmam mümkünolmadı.Buna; Balkan Savaşı’nda 6 aylık iken yitirdiğibabasının ardında, kendisini hiçbir geliri olmayan vedahi hayatını ona adayan bir annenin eline teslimetmekten başka çaresi olmayan babamın benişekillendirme katsayısı eklenince hayatı hep korku,hep endişe, hep beklenti ile yaşayan bir insan olarakda çıktım ortaya.Nörotik ve endişe dolu!Nörotik ve hep endişe dolu insanlar ne yaparlar?Herşeyden önce "an"ı yaşamazlar!Benim şimdi yaptığım gibi ya geçmişe takılır kalır, yayarının hesabını kurarlar.Kah "acaba dün şu şöyle olmasaydı daha mı iyi olurdu?"diye sorarlar.Kah, "acaba yarın ne olacak?", diye endişelenirler.Dünü yaşar, yarını yaşar ama bir türlü bugünüyaşamazlar.Bir türlü "bugün pazar, bugün ne davam, ne karım,sadece ben varım" diyemezler.Hep "an"ın içinde yaşar ama tıpkı deryayı bilmeyenbalıklar gibi "an"ı bilmezler.Dünü ve yarını yaşamaktan bir türlü sıra "şimdi"yegelmez!Halbuki, insan "zaman"dan kopabilse, kendinizamansızlığın sihrine kaptırabilse, "an"ın muazzamhafifliği içinde kendisi de kuş gibi olacaktır.Endişeleri, korkuları, umutsuzluğu içinden silebilse;zamanın dışına çıkmak onu mekanın da dışınaçıkaracaktır.Beklentileri de silebilse, zaten beklenenin hiçgelmediğini veya beklenenin hep yanında olduğunu veyabeklenenin beklenmeyenden hiçbir farkı olmadığınıöğrenecektir.Adına "hayat" denen; arka sokağı olmayan son durakveya başlangıca kapı açan ilk durakta beklerkenezilip, büzülmeyecektir."Anı yaşamak" hesap ederek idrak etmek yerine "an"akendini teslim ederek idrak etmek ise ben ikincisininvarlığını fark ettim ama bir türlü yaşayamadım.Hep ya geç vardım, ya da çok erkenden oradaydım.Kendimi hiç teslim edemedim, hiç bırakamadım.Hala da, üç aşağı beş yukarı oradayım.Hayat "an"ların toplamından, "şimdi"ninsürekliliğinden ibaret.O halde, "an"ı yaşayamazsanız, hayatı da ıskalamışoluyorsunuz.Geriye endişe küpü, nörotik bir varlık kalıyor.Siz de, ha babam, endişe küpü mizacınızı çeşitli zekaoyunları ile sis perdesi arkasına gömmeyeçalışıyorsunuz.Bu sefer de daha beter "an"dan kopuyorsunuz.Zaman, mekan ve yer çekiminden sıyrılmış "an"ın hepiçinde yaşayıp, onun çok az tadına varabilmekıskaladıklarımın en başında gelir.Keşke "an" içine gark olup eriyebilseydim!

Kaynak : hürriyet.com.tr
Yazan: Cüneyt ülsever

0 yorum: